üzülmek bedel değil
şükrü abi demiyor bunu, ben söylüyorum
şükrü abi, ölüm bizim için var, diyor
kızının gözlerine bakarak söylüyor bunu
karısının ellerini tutarak
aslında ne bakıyor ne tutuyor
ben istediğim için oluyor tüm bunlar
yoksa olacak iş değil, ayıp, günah, utangaç
ben istiyorum şükrü abi paltosunu çıkartıyor
ben istiyorum giyiyor
ağaç olsun istiyorum hemen yapraklarını döküyor
öylece laf arasında söyleyip geçiştirdiği bir cümleyi
ben onu uğurlayana kadar tekrarlatıyorum
sonra herkesi durdurup
tebrik ediyorum bu cümlesi için
uzun bir konuşma yapıyorum
uzun bir konuşma kimseye söz hakkı vermeden
kurduğu cümlenin tesirini yüzünde bulmadığım için
beni oracıkta mıhladığı için oturduğum yere
intikam alırcasına altını doldurmaya başlıyorum kelimelerin
arada gülüyorlar, gülüyorum ama niçin
ölüm bizim için var, dediği için
hafe teyzeme bakıyorum, hafe teyze böyle olmaz
böyle olmaz eşine bir şey söyle
yüzünü pudralayan umrenin hatrı için
bir şey söylemiyor çünkü ben öyle istiyorum
öyle istiyorum çünkü bu şiirin hakkı
babasının teyzesinin oğlunun karısı ölmüş
cenazesine gidememesi bir şaka oluyor
olmalı da bence
hüznümüz bedel olmamalı bu mesafede
böylece bir hafta önce yazdığım mısraımı
şiire bağlıyorum, ben öyle istiyorum çünkü
şiirimi sanayi devrinden ve onun çocuğundan sakınıyorum
tüm yalnızlar gibi ben de bu çağa hazırlanıyorum
bedel olabilir yalnızlık
şükrü abi’nin sesi açılıyor
ve hâlâ aynı cümleyi tekrarlıyor olması gönendiriyor beni
ÖLÜM BİZİM İÇİN VAR
bizim için olması ne değiştirir, diyorum kendime
geçiştirilmiş bir ağırlık olmasından başka
mesela ben yazarken bu satırları
şunu düşünüyorum
fatih, diyorum, sakın şiir bitince dergiye hemen gönderme
iyice dinlensin, kurşun ağrısı gibi sonradan sarmasın seni kelimeler
geçiştirilmiş bir ağrı
geçiştirilmiş bir ağırlık
tebrik ediyorum kendimi
galiba aylin’e rağmen ilhama inanmak istemiyorum
cebrail’in illetine inanmak geliyor içimden
inanıyorum
tutarlı bir toprağı sineme çalmak
bunu isteyerek kaburgamı ezmek yumruklarımla
ÖLÜM BİZİM İÇİN VAR, iyi
üzülmek bedel değil, bağla
yalnızlık, artık duruma göre
bedel, ne olabilir?
canınla ve malınla, kadim
dilimin ucuna zımbalanır işte böylece, cim
ben öyle istiyorum
ne kadar kibirli bir tümce
kibirli olduğum için şiir yazıyorum
kim ne söylerse söylesin sonunda
BEN ÖYLE İSTİYORUM, demek için
ÖLÜM BİZİM İÇİN VAR
büyük harfle yazmayı KAFAGÖZ öğretti
tekrara düşmemek için ve vurguyu arttırmak
ben tekrara düşerken dikkat çekmek için kullanıyorum
BEN ÖYLE İSTİYORUM çünkü kibirliyim
bu yüzden şiir yazıyorum
insanların arasında neden sustuğumu anlıyorum
çünkü kibir konuşmak, çünkü kibir susmak
aman okumak falan bilmesin kimse
aman onay aman nefret
aman ben de aman
peyderpey ölümler buluyorum
çünkü, evet
ÖLÜM BİZİM İÇİN VAR
istifçi bir yaratığa dönüşüyorum böylece
ölüm tüccarı, geçiştirilen bir musallat
beni en çok ben ölürken tanısınlar istiyorum
bizim için olan seni buldu işte, demeleri için
çünkü gülüyorlar, ben ölünce gülsünler istiyorum
hafe teyze; gülüyorlar, umreden yapılmış yüzün için,
gülüyorlar
sen ki peygamber gördün, ölüydü
içimin ölüleri, yüzüm
nedense bakireler buluyor hep sevişme izlerimi
utanıyorum, biliyorsun, bilmiyorum,
kibirlisin, kibirliyim
yazar mısın, günlük tutmayı seviyorum
şiir okusaydı gönül rahatlığıyla söylerdim
hemen anlardı ve ben rahatlardım
sigara gibi bırakamıyorum yoksa
ben de biliyorum… derdim
ama arkadaş kitap… ama abi duman rahatsız etmemiş
aslında biraz çaba, aslında sadece sigara
ve biliyorsun kimler kimler sigara…
anlayışla karşılardı, ama acırdı bana yine de
ben de sinirlenir yüzüne bakmazdım bir daha
ama en azından
torpilden sana referanslar yaparım, demezdi
ve kuş gibi soluklanırsın pencerende…
yalancı olduğumu ne zaman anlayacaklar acaba?
şükrü abi’nin ne kadar gürbüz olduğunu ve
benim kanı donmuş korkak
ÖLÜM BİZİM İÇİN VAR
su terazisi, kim ölmüştü, inegal te, o değil, rakor, o daha önce,
redüksiyon,
o kardeşi
ve umre
ve hayır
dinlenmeden ölmek istemiyorum