Dönüp duran şeylerin içersin de kalmak
Gölgeler geçer dururdu ötemizden berimizden
Kimsenin ağzı açılmazdı bir şeyleri olanların yalvaran fısıltıları yakalanırdı gözlerinde bazen.
Bize dokunmasın derdi başı dönükler
Öteki sen geç derdi belki diğeri sen kal artık gitmek yeteri kadar dikkat çekici değildi bunu bilemeyecek peregrinos.
Huzurlar yarım saatlik aralarla kaygılı
Direnç ya da uyumsuzluk, derin bunaltı, iştah kabartıcı salt söylemler, kavramsal döneklikler öğlen paydoslarında fütursuzca beli kırılan laflardı.
Bizse sadece kaçardık artık anlamaktan ve anlaşılmaktan.
Sihirli ve baştan çıkarıcı cümlelerimiz kalmamıştı bir şeyler için.
Çünkü yorgunduk ve öylesine diyerek yutkunduğumuz anlar rüyalarımızı esir ediyordu.
İçten dağıtan bir basınçla yaratılmıştı dünya her nereden baksak yarım yamalak sayıltılarla kesilirdi çağdaş ya da diğer bütün anlamalar.
Benim için, senin için diye başlayan cümleler travmatik yorgunluklar olarak geçmişti alınan önemli notlara.
Herkes kurtulmayı başarabildiği anın büyüsünden çıktığında garipser o anın ahenginde beliren duyguyu.
Etraflıca bakınınca içerisine anlar görmezden gelmeye çabaladığı şey canına dokunacaktır.
Ve yaşamın ötekileştirilmiş tarafında can sıkıntısından kıvranan düşler üfleniyordu etrafta.
Hep birazdan kalkacakmış gibi oturdum tüm masalara.
Derin sessizliğe sebep olan olayların farkını bir cinnetle ödüyor alınan dersler için bir birimize teşekkürler ediyorduk.
Övül haydi derin saygıları yutmuş görgüsüz ivme üstün körü bir teatral de kaburgalarını eriten o anlayış ruhunu alıp götürdü sayınında seyircininde.
İdeal insan bir sanrı olarak artık dilimizde.
Yeniden inşa ediyor şimdilerde ruhları kapitalist romantizm uzmanları.
Neyin var? Bir şey yok.
İnanmak istedik içimizdeki çözemediğimiz sancıların bir evi olduğuna varacaktık ve bitecekti.
İkilemler etrafımızı bunaltıyor gittikçe.
Daraldıkça inanmaya devam edeceğiz dedik ve geçtik.
Bir daha öyle anlamam diye ders aldığımız ne varsa karmayla dönünce yalnızlığın derinlerine sığındık
Başkayız sandık.
Biz sanki bambaşkaydık her şeyden.
Ah ki sanrıdan ibaret.
Anlaşılırdı başka bir zaman.
Yine de o an alem beste yaratmaktan geri durmadı o vakit bizim için coşkusunu iliklerimizde alevlendirdik.
Tedirgindik yolunu bulunca umutlarımız, serpilince sevinçlerimiz.
Dedik; aydın bir konuşma arası
Tanrı buraya alışmamızdan endişeli olsa gerek.
Şimdi beni bölme.
Anladım.
Bir dahakine kadar.
Yaşam üçlemesinden birini hümanizm için kullanacağım tüm insanlığa iyileşmeyi diliyorum gerçek acılar ve sevinçler yaşamaları için.
Başımızda dolambaçlar ve çözmek için değil geçiştirmek için size nasıl yardımcı olabiliriz denildi.
Çekildik
Yaşamak şimdilik bir haberdir aldırmadan gönle ilişen, iliştikçe deşen bir yeğin gibi.
Uykuyu getiren ağırlıklara artık bir neden aramaksızın
Yine uyanırız ferah ve yakıcı sabaha.
Onca şey olmuştu biz dönüp birbirimize hiçbir şey yok dedik.