Subscribe Now

* You will receive the latest news and updates on your favorite celebrities!

Trending News

Ruhsatsız

HİPOKONDRİYAK | Kadir Tepe
Deneme

HİPOKONDRİYAK | Kadir Tepe 

Halk” masallarına inanma. Emir alma, emir verme. Sat hatıralarını, antika seni ilgilendirmiyor bugün. Küçümsenmeni engelleme! Asla taklit etme. Isrardan vazgeçme, nazlanma ve delişmenliğini koru. Şık ol. Bütün katiller iyi giyinirler çünkü.

Bir psikiyatristin karşısındaki döner koltukta, çarşafını istismar eden sert tütünün dumanı dert yakındıkça dudaktan dağılırken ve reçeteye yüksek doz antidepresan yazıldıktan sonra basılan kaşenin çıkardığı sesle birlikte… “İnsan” denilerek tanımlanan “paradigma” zemin üzerindeki o varlık, idealleri doğrultusunda sahih yaratılışın akışına dahil oluyor lakin bir varlığı “insan” olarak nitelendirebilmek için ille de ideal sahibi yakıştırması yapmamız gerekmiyor. Madde bağımlısı kişinin tedaviyi reddetmesi ne denli bir idealistliğin göstergesi olabilir ki? Yani hiçbir katil, bileğini kullanmadan yemek yiyemez. Ayrıca: Müptezel de, katil de vs. “insan”dır. Toplumun tamamı, sahih dünyaya biat eder ise yalan dünyaya kim kanacak ki? Belki de bu durum, insanın yaratılış özünde barınan mutlak kaidedir. Ayrıyeten: Hayvanlar birbirlerinden korkmaz olduklarında iyice serseme dönerler, hayvanat bahçelerinde gözlemlediğimiz, izini sürdüğümüz üzere epey bitkin, yıkık görünürler. Bireyler ve halklar da, tamamen uyum içinde yaşamayı, açık ya da gizli şekilde artık soğukta titrememeyi (kötü) özellik hâlinde kazandıklarında aynı görüntüyü vereceklerdir. Bu duruma, “Herkes üniversite okursa sokakları bok götürür.” lafzıyla açıklık getirebiliriz. Esasen toplum içerisindeki birey, ancak dünya sancılarına bağlılık gösterdiği vakit “yalan”a küsüp “gerçeklik” ile barışabilir. “Dert” ile arasını sıkı tutabilir. Bilincine yerleştirilen intihar düşüncesini gezintiye çıkarabilir çünkü insan, ölümü öldürmenin köpeğidir. Faka basmamak adına şu hususu belirtmek de gerekir: Kişi bağımlılığa sebebiyet veren kötücül maddeleri ilk defa “dert” hasebiyle tadabiliyor. Sıklıkla da böyle başlıyor, karşılaşılıyor. Belirtilen dert-ler, “yalan dünya” alışkanlıklarıdır ve tamamen gayesizlikten kaynaklıdır. “İdeal” sahibinin derdi ise azmettirici, gerçeklik algısını derinleştirici, erozyonu önleyici, ölümü öldüren zihinsel bir maddedir. Asıl “esrar” zihindir de denebilir. Duman daim oldukça bilinçsel ereksiyon sonsuzluğa erecektir. Velhasıl mezkûr ifade, “mazoşist” tavra bürünme anlamında bilince tesir ediyor. Beyinciğe sürekli bıçak dürtüp hücreleri öldürmek yani, ve bu boşluğu yok etmek elbette bir güç duygusu kazandırıyor. İçimizdeki derin karanlık, “ezelden kalma” şey-i tahrik, geleneği piç ediyor. Tanrının hislerindeki o gizli tatminin hakkında, yaparken değil, yıkarken tahmin yürütebiliyoruz. Yok etmenin çekiciliği ve bu yıkımın her “çağın çılgınları”nda yarattığı yanılsamalar mezkûr tip-teki çıkarsamalardan kaynaklanıyor. Gayesizlik ise tam olarak kabuslardan uyanıp rüyalara sırt çevirmek manasını karşılıyor. Bir de taşaklılara telefon ederek, hakkı hapır hupur yiyerek, acının pornografisine meyil ederek vs. “ideal” denen ifadeyi yanlış anlayan kesimler mevcudiyetini sürdürüyor. Yani “ideal” ifadesi mevzu bahis kesimler açısından “yavşaklık”, “taklitçilik” gibi terimlere (kıyafet) kapı aralıyor. Bazı mahlukların yanına yamanmak, birtakım platformlar üzerinden kendini pazarlamak, dini/ahlakı/örf ve adetleri çıkarlara alet etmek vb. yolların izinden gitmek (koşmak) O’nlar için “ideal devlet” anlayışı hâlinde vuku buluyor. Bu tipleme: Gaye’sinin kendisine siktiri çekmesi sonucu O’nun hasretiyle yanıp tutuşan, sosyal mecralardan sürekli O’nu stalk-layan, depresif ama intihar denemeleri hep başarısız olan bir aşıktır. Yani çift kişilik oyundur bu: “Gaye” ile “Yavşak”.

***

“Edebiyat Taklitçiliği” yeteneksizliğin getirdiği kaygıdan peydahlanan hastalıktır. Hastalar, herhangi bir acıya yakalanmaktan gereksiz endişe duyarlar. Yani Hipokondriyak: Bu hastalığı düşsel zeminlerinde barındıranlar, teşhis zararsız olsa bile, saptadıkları fiziksel veya psikolojik bulgu hakkında gereğinden fazla alarma geçerler. Ciddi bir hastalıkları peydahlandığına, teşhis edilmek üzere tanımlandıklarına ikna olurlar. Bu tipler, aman aman kuyruklarına hiç basılmasın modundadırlar. Bukalemunun renk değiştirerek sıçması gibi. Taklitçiler ise kötü tiyatrocudurlar. Neyzen Tevfik tiyatrosunda zeminde öylece duran rakı şişesinin içerisindeki sudurlar. Tam takır kuru bakır hâlinde hayatlarını idame ettirmeyi amaçlarlar, (kahkaha) para elden, su gölden gelsin mantığıyla ilerlerler. Gidip alayım değil, gelsin! Tabiri caizse: Edebiyat sahasında (verimli) çalışmalar göstermek yerine, apartman görevlilerinin merdivenleri silmek için göt ceplerinde taşıdıkları bez olma görevini üstlenmişlerdir. Sahih bir edebiyatçı, elemlerin nefesidir. Mezkûr iddia vasat müteşair, yazar için geçerli kaidedir. O’nların ideali, “merdiven” silmektir. Esasen mevzu bahis kişiler, ortaya koyduğu metne zerre güvenmedikleri, değersiz hissettikleri için çeşitli PR yolları ararlar. Şu şekilde belirtebiliriz: Hastanede “MR”, belediyede “PR”. Kullandıkları yöntemlerle de yüksek doz yalama, yıkama, cilalama yetisi kazanırlar ve bu özellikleriyle de övünürler. Kendilerine güvenleri pektir. Egoları tavandır. En iyisi, başarılısı O’nlardır. Tanrıdırlar. Şahsi özelliklerini öve öve bitiremezler. Yazdıkları metinleri, tanıştıkları herkese okur ve böbürlenirler. Adam kullanmayı, satmayı iyi bilirler. Edebiyat-çılık’larını pazarlamada üstlerine yoktur. Hiç emekleri geçmeyen çalışmaları sahiplenirler. Hazıra konarlar. Dolandırıcı (yalancı) modları hep aktiftir. Doğru düzgün okuma bile yapmazlar. Aynı kişiler (yazar) etrafında dolaşıp dururlar. Habitatlarındaki başka isimleri okumaya dahi tenezzül etmezler çünkü koltuk kapmaca olayına pek hakimdirler. Oluşumlarının içerisine kendileri gibi şahsiyetleri katarlar. Gayeleri, yalnızca bu tanımlamaların çerçevesi içerisindedir. “İdeal” kavramını tamamen yanlış anlayan kesimlerdir. Arzu ettikleri gibi işitirler. Bu tip durumlar, şahsi serüvenlerde barınmakla birlikte grup (oluşum) hâlinde de yaygındır: O’nlar, bir derginin kapağına “Semazen” yerleştirip Siyasal İslam’a, derneklere, belediyelere vs. (dini kullanarak) yamanarak, “Aşkım SMS Bitti Dergiden Yazıyorum” propagandasıyla arabeskin, romantizmin pornografisini yaratarak, GENÇ’liğin altına yatarak ve popülizmin, geleneğin, klişenin (vb.) piyonu hâline gelebilmek için bir yerlerini yırtarak Edebiyat Taklitçiliği Derneği’nden rahatça burs koparabilirler:

1.04.2023 saat 16:47’de EDEBİYAT TAKLİTÇİLİĞİ VAKFİ tarafindan FAST ile gonderilen vasat-lik bursu 8932 nolu hesabiniza gecmistir H005

ÖZET:

Yeteneksiz bir tiyatrocunun beyinciği sıkılsaydı, özünden çıkan sıvı, EDEBİYAT TAKLİTÇİLERİ’nin midesinde salgılanan safranın, asidin yanında şurup gibi kalırdı.

 

Related posts

Bir yanıt yazın

Required fields are marked *