Subscribe Now

* You will receive the latest news and updates on your favorite celebrities!

Trending News

Ruhsatsız

İNGİLTERE’DE ADLAR | Semih Samyürek
Deneme

İNGİLTERE’DE ADLAR | Semih Samyürek 

 

 

XV.

Göçen Kervanın Ardından

 

 

 

 

Resmi verilere göre İngiltere’de en yaygın 10 erkek ismi:David, John, Michael, Paul, Andrew, Peter, James, Robert, Mark, Richard. İlk isimden başlayalım.

David, malumunuz üzere Davut. Hz. Davut’tan gelir.

İkincisi John, Hz. Yakup’tan gelir.

Üçüncüsü Michael, Mikail melekten gelir.

Dördüncüsü Paul, Hz. İsa’nın havarilerinden olan Pavlus’un ismidir.

Beşincisi Andrew, Hz. İsa’nın Havarileri’nden Andreus’un ismidir.

Altıncısı Peter, Hz. İsa’nın Havarilerinden olan ve Katolik kilisesinin kurucusu olan Petrus’tan gelir. Pierre, bu ismin Fransızca versiyonudur. Emine nasıl ki peygamber efendimizin annesinin adının Türkçe versiyonu ise, aynen öyle.

Yedincisi James de Hz. Yakup’tan gelir.

Sekizincisi Robert, Cermen dilinden gelir, bir başka deyişle Almanca ve İngilizce’nin köklerinden. ‘Parlak Şöhret’ manasındadır. Bu ismin daha ziyade aristokrat kökenler nedeniyle yaygınlaştığını görüyoruz.

Dokuzuncusu Mark, Latince’den, pagan köklerden, Roma’nın meşhur savaş tanrısı Mars’tan gelir. Abdullah misali, Mars’ın kulu, manasındadır. Markos İncilini yazan Aziz Markos, bu ismin çocuklara konmasında önemli bir etken olarak öne çıkmıştır.

Onuncusu Richard. Aynı Robert gibi Cermen köklerden gelir ve Güçlü Kral anlamındadır. Bizde özellikle Alparslan isminin gitgide yaygınlaşmasına benzetilebilir. Malumunuz, onların da Üçüncü Haçlı Seferi’ni organize edip, Kudüs’te Selahaddin Eyyübî’ye yenilerek geri dönen bir meşhur ‘Aslan Yürekli Ricahard’ları var.

İngiltere’de erkeklere vurulan en yaygın 7 isim; ki bunlar yaklaşık altı milyon İngiliz’e tekabül eder, tamamı İbranice köklerden gelir ve Hristiyanlıkla alakalıdır. Sekizinci ve onuncu isim Cermen köklerden gelirken dokuzuncu isim Latin, Roma köklerden gelse de apokalips İncillerden birinin isim babasıdır.

Yine resmi verilere göre en yaygın 10 kadın ismine de bir göz atalım. Sırasıyla: Susan, Margaret, Sarah, Patricia, Elizabeth, Mary, Julie, Karen, Christine, Helen.

Birincisi Susan, Eski Ahit kökenlidir. Bizim Hz. Yusuf kıssamızla çok benzeyen ögeler içeren bir Eski Ahit hikayesinden gelir. Ahlaklı kadın vurgusu ön plandadır. O da zina iftirasına maruz kalmış ve temize çıkmıştır. Hz. Yusuf’un onlardaki kadın versiyonu denebilir.

İkincisi Margaret, Farsça ve Yunanca kökenlidir. Bizim Hatay’dan biri; Antakyalı Aziz Margaret nedeniyle popülerleşmiştir. Antakyalı Margaret, Romalılar tarafından gadre uğramış, öldürülmüştür.

Üçüncüsü Sarah. Bildiğimiz Hz. İbrahim’in eşi olan ve bizim Sâre dediğimiz isimdir.

Dördüncüsü Particia, Latince kökenlidir. Patrick’in kadın versiyonudur. Saint Partick yani Aziz Patrik’ten gelir.

Beşincisi Elizabeth. Hz. Musa’nın kardeşi olan ve bizim de peygamber kabul ettiğimiz Hz. Harun’un karısının adı olan ‘Elisheva’dan gelir. Elbet bu ismin yaygınlığında meşhur kraliçeler I. ve II. Elizabeth’in etkisi de göz ardı edilemez.

Altıncısı Mary, Hz. Meryem’den gelir.

Yedincisi Julie, Latince’den gelir hatta meşhur Sezar’ın ön adıyla da bağlantılıdır. Bu isim bizim Abdullah yani Allah’ın kulu gibi, aşağı yukarı ‘Jüpiter’in kulu’ manasındadır. Yani Pagan köklerden gelir.

Sekizincisi Karen, kilise literatüründe şehit kabul edilen İskenderiyeli Katherine nedeniyle yaygın olarak kullanılır, bizdeki Zeynep’e benzetilebilir. Kökeni Yunancadır.

Dokuzuncusu Christine; Christos’tan gelir. Bu isim Hz. İsa’nın ünvanı olan ‘mesih’ kelimesinden gelir. Bu kelime ‘Christos’tur. Hz. İsa’nın adı ise ‘Jesus’tur. İsa adını ise Kur’an ehli insanlar olarak biz kullanırız.

Onuncusu Helen. Helena gibi bir versiyonu da olan bu isim; özellikle Aziz Helena’dan yani Konstantinopolisli Helena’dan gelir. Kendisi İstanbul’a adını veren meşhur I. Konstantin’in de annesidir. Sıradan biri olan -yani soylu olmayan- Helen, Roma imparatoruna eş olduktan sonra I. Konstantin’i doğurmuştur. Bugün Osmangazi Köprüsü’nün Yalova tarafındaki ayağının bulunduğu yerde doğmuş olan Helen, Bir vakitler Kudüs’e gitmiş ve Hz. İsa’nın gerildiği çarmıhın orijinal parçalarını bulmuş, Kilise anlatısı bu yönde.

İngiltere’de kadınlara vurulan en yaygın 10 ismin; ki bunlar yaklaşık üç buçuk milyon İngiliz’e tekabül eder, dokuz tanesi Doğrudan Eski ve Yeni Ahit köklerinden gelir yaniHristiyanlıkla alakalıdır. Yedinci ad pagan köklerden gelir.

Bu yazıda ele aldığım toplam 20 ismin hiçbiri, son yıllarda bebeklere en çok vurulan isimler arasında bulunmuyor. Haberlere sıkça yansıyan Muhammed isminin İngiltere’de en çok vurulan isimlerden biri olması da yeni bir hadise. Nitekim İngiltere’de resmi olarak 23 bin civarında Muhammed var.

Türkiye’deki en yaygın 10 erkek ismi, ki bu isimler toplam yedi milyon civarında Türk’e tekabül eder, 9 tanesi doğrudan dini referanslar içeriyor. İçlerinden yalnızca Murat isminin dini bir referans içermediğini, tarihsel referanslar içerdiğini; İngiltere’deki Richard’a tekabül ettiğini söyleyebiliriz. En yaygın 10 kadın isminin de tamamının dini referanslar içerdiğini söylemek mümkün.

Her ne kadar Türkiye’deki en yayın on kadın ve on erkek ismini detaylıca incelemesek de yazımı okuyan hemen tüm okurların söz konusu isimlerin dini referanslarını bildiğini varsayabiliriz. Mehmet, Mustafa, Ahmet, Ali gibi erkek isimleriyle Fatma, Ayşe, Emine, Hatice gibi kadın isimlerinin referanslarını bilmeyen yoktur. Bugün beğenilmeyen, burun kıvrılan bu isimleri istatistikler üzerinde okurken, aklıma türküler geliyor. Yüzümde bir tebessüm beliriyor. Bu isimler soğumuş olmamız en büyük yaralarımdan biri.

İngiltere ve Türkiye halklarının köklerini yaşatma konusunda benzer bir reflekse sahip olduğunu söyleyebilir miyiz? Yalnızca isim istatistiklerine bakarak bunu söylemek mümkün fakat çok boyutlu ve derinlikli bir araştırma yapmadan bu konuda büyük sözler söylemek çok mümkün görünmüyor.

Bu istatistikler; Avrupa toplumlarında da isimlerin kültürel ve dini referanslarının önemsendiğini, insanların kendi soylarındaki isimleri çocuklara verme eğilimleri olduğunu gösteriyor. Bununla beraber İngiltere’de ve Türkiye’de yeni nesiller, köksüz isimler koyma konusunda ortaklaşıyorlar ve bu genel olarak yeni nesillerin kendi köklerine ve geleneklerine yönelik eleştirel bir tavır takındığına işaret ediyor.

Bu tespit, bize, Türkiye’de son dönemde popülerleşen köksüz isimler koyma furyasının aslında Batı ile aynı anda ve aynı biçimde şekillendiğini gösteriyor. ‘Zamanı Ruhu’ tüm dünyayı tesiri altına alıyor. Türkiye’de insanlar belirli siyasi saiklerle geleneksel isimlerden uzaklaştığını iddia etse de sürecin İngiltere ile aynı olduğunu ortaya koymamız, bu iddiaların temelsiz olduğunu ve insanların farkında olmadan ‘zamanın ruhuna’ uydurulduğunu ortaya koyuyor.

Batı hegemonyası tam olarak bu noktada tebarüz ediyor. Yapıp etmelerimiz ve fikirlerimiz zamanın ruhu tarafından bize hissettirilmeden tâyin ediliyor. Dünya sisteminin ideolojik aygıtları zamanın ruhunu idare ediyor. Sermayenin serbest dolaşımı denir, serbestlikten kasıt her ne kadar gümrükler olsa da dolaşımdan kasıt üzerine düşünülmez. Dolaşım dendiğinde gizli mananın beyinlerimiz olduğu kanaatindeyim. Belirli bir süre bizden farklı görüşteki insanlarla arkadaşlık ettiğimizde dahi fikirlerimizin farklılaşmaya başladığını gözlemlemez miyiz? Bugün bize yârenlik eden ideolojik aygıtları hesaba katalım; kurumlar, sosyal medya, diziler, reklamlar; şehri ele geçiren sermayenin dört koldan etrafımızı sardığı bir düzlemde, bize yazılan bir masal olduğunu iddia etmek delilik olarak yaftalanabilir mi?

İsmet Özel’in deyişiyle hepimize bir masal yazılıyor ve kendi masalını yıkmayı göze alanlarımızın sayısı oldukça az. Bireylere masal yazıldığı gibi ülkelere de masallar yazılıyor. Bugün de Türkiye’ye yeni bir masalın yazılmakta olduğunu gözlemliyoruz. Hayatımızı bize yazılan masalların içinde olabilecek en iyi neticeyi elde edebilme muradıyla idame ettiriyoruz. Masalları yıkmak, türkülerimizden kopmamak ise bir dua mesabesinde.

 

 

Devam edecek…

Related posts

Bir yanıt yazın

Required fields are marked *