iznimle bozuyorum makâmı
çörekleniyorum denize
karasına çıkmadığım kayalıkların soykütüğünü kaykaylıyorum
nefsi kalır mı mahsenimde
arseniksiz de ölür mü o ihtiyarlar?
ama allah’ım bunca yangın, onca deprem
bir can alma makinesine dönüşmüş olmadık mı?
olumsuz sorungazlık en iyi olumlu oylumdur
bunu bildim bunu denedim
ama yoruldum, yorgunluğum beni bildi
ve bunu bilerek geçti çağ
hançerle doğduğu lekey, kendiyle sır’p
ve bocalamalı gir tarihçenin koynuna
azami sabrının ve ebedi sadakatinin zarını ölçürt
hazırsan bir duş al, bir pro, bir de sabır
yaktıysan gemileri demir alabiliriz
seni bir aşk masalının imkansızı atayıp
birbirmizin yalnızlığıyla güreşebiliriz
çok bir şey olmaz yine; ay tutulması reyting kaybeder
birkaç köpek arkadaş bulur, dertler karılır…
boyuna peşine düştüğüm parlaklığın yıldızı
yes ver…
bir akşam, gelecek tüm akşamlar için gitmiştir.-
hâk da gel, halkta mesken, kanda oluk, demirde su
ne’eylesin aşure
rezidanslardandaki komşu
adem sürgün hanı
havva’da yelpaze soru
buldurmaz hiçbir azâpın içinde öyle nahif;
yusuf gibi vicdan kuyusu…
başkentimizi az önce yıktılar
ve bunun büyük çoğunu amerikancılar yaptı
yollarını şaşırmışları
yollarımızın başına geçirdiler
yankii go home ama bulantı
israil bir metronom virüs
seni isteyince dudağımda parçalanıyor lir
ve tecavüz ediyor belleğime gramer
tamamlanmasını beklediğim bu şiiri kadir’e göndermeden önce
bir kez daha niyet ettim mülke değil allah’a sığınmaya
bir kere daha anladım, her saniye
neden aşağılanıyor paramız kırk defa
bu burç bana değil, belki
bir kapanma açacak yeni yolumu
bunamakta neden oluyor fecaât
etrafa saçılan torpil
dokunanın gözünü yakıyor
suyu fahiş yapıyorlar
hızlı kâmilin kavmi
bulup buluşturduğumuz
musluksuz bir çaykara
yanıyor cânım bursa
biz bize ağlıyoruz
ağır geliyor vatan, televizyonda cayır cayır yanıyor
kin biliyorsun ya da dikiş
kör ağcılara ve sanat tüccarlarına
isyanın tefekkürü
fakat şükrün sevinciyle
omzunda bir tarih: ellerinde kukla.
elinde bir para, senin
günün sonunda sen de o da
o gün kadar değersizsin
ukalâ ya da ahmaklık genetikte yok
bunlar hep sizin oyunlarınız
içi lağım, içli dışlı mihraklarımız
bu halkın artık mitingli yevmiye paketlerine karnı tok
yok emmim kalmadı, yok.
evhamlı hadiseler dönüyordu panama kanalında
filme ara verdiriyordu makaslı bir tarih
efsane avına çıkan çaresiz primat
omzumda gezinen gerilimli ten
vicdan kapısında hileci muhafız
çocukluğumu dikizleyen bir muhbir
bölgesel sabotajcı bir piç kurusu
o sinsi ötüşüyle guguk kuşu
bilmiyor tebaâ’li, nerde yara nerde neşter,
istemez gibi bu gece, alıp da onu nikahıma soksam…