Açılır gözlerinde dört ciheti bertaraf eden şu atlas
Ve yeni bir yön belirir önümde yeni bir gaye
Bu kadar güzelliğe gelip geçici şanlar pek yaraşmaz
Ve dahi dünyalık endişelerle karışamaz bu hikaye
Çünkü sen beylik bir yokluğa meyyal değilsin
Çünkü zamanı derinliklere bölersin durmadan
Zâyirçelerden tılsımlar ayağının altına serilsin
Yıldız ışığından bahçelerle karşılasın seni kehkeşan
Hayalin bahtımda parlayınca yerimde duramadım
Hayyam gözlemişti göğü ama ben yokladım
Tüm gece ellerime bulanan pırıltıları kokladım
Karanlıktı dünya aydınlıktı adın
İşte bundandır seni
Hiçbir zaman yeryüzünde aramadım
Hayyam gözlerdi
Gündüzleri şahlara zîc taşır takvimlerle uğraşır
Geceleri taş binalardan sıyrılıp Isfahan’da aşkı söylerdi
Ben yoklardım
Gündüzleri tarihler dolaşır pek çeşitli savaşlara karışır
Geceleri sabit yıldızlar feleğine gülüşünü saklardım
Şimdi yemin olsun ki Sirius’un Rabbine
Bundan böyle farkı yoktur
Ha göğe dönmüşsün ha kalbine
Farkı yoktur bundan böyle
Ne Kastilya sarayları ne Tarifa’dan deniz
Ne Meraga’da taş kuleler ne de Kahire’de gizli bir hazine
Aralayalım ay feleğini o halde görünsün Zodyak
Galiba böyle bir şeymiş sonsuza dek yaşamak
