abası altına giren sobasını yanında taşır
yâ abdessamed hani zahter kavisledikti
kaburgada tüttükçe melekut tütsüsü
ağzımızı koklayan esansımızı soracak
bıyık altından erkekleşeceğiz sırlandıkça
abdüssamed mustafa yasin burak bunlar güzel
başka mustafalar hasan bir sürü furkan şahane
birkaç enes’le enis, eren hamza salih mehmed süper
ahmedleri bırakmayın efendimler hazreti ahmede gidiyoruz
şu ışık hortumu döndükçe aramızda
kaleydoskop uykusunu getiriyor yoksulun
arılar vızır vızır testere kırt kırt kükrüyoruz
arabi harflerle adımızı yazıyorlar saclara
satranç muhammed adamları içindir
çocuklar kadınlar çıtırdan kavgalarımız
ne ara bu kadar büyüdüğümüzü düşündükçe
sevgi sedefleniyor levha camlarımızdan
muhammed adamları toplanır gelirler
kumrular gibi yürek çırparlar geceleri
tütsü döndürürler senin için baş döndürürler
başları dönük kapıya belki geliverirsin
tutarsan elimizden arş gölgesine yatarız
sonuçta bu bir doğru sevgi kursu kaydolduk
fakirdirler birbirlerine efendim derler ölmek kursu
evren öğrenirler oruç gibi mest açlıkla bir
beni seni sevdiklerinden seviyorlar
ben de onları seviyorum seni sevdiğimden
seni seviyoruz yani, sen seversin böylesini
sevgini istiyor herkes sittin kat sevgi sarınıp
hâze’l ceyşu ceyşuk fe-ni’mel ceyş yâ habiballah