Beni bir göz çok eskiterekten bağırırdı
Biçimli bir rüzgârın zonkladığı taşlara düşmanlık ederim
Taşkınlıktı bu meyveleri soyarak yemek ve pıçak sürmek ağza
Gözüm bir kayadır benim bazen bir bilye midir cam
Bir yıldırım içtim mi ne o gün yıldırdım oyunları
Kimseyi katmadım sıraya yüzüme sürdüğüm boya kuşkulandı
Kuştandı tüyleri oyuncaklarımın anam daha bana benziyordu
Evet kendime benzetiyordum parçalanacakmış gibi terleyen her şeyi
Gözüm kabuk bağlamaz kanar gürültü pozitif
Geçip gitsin diye beklersin de kırılır merceğinde bir çocuk
Dolup taşsın dersin inadına bağrıyanık bir boşluk
Başvurdun tüm o rezalete ama senlik değil körlük
Acemiliktir destansız kalmak ya da yolda yürürken senden taşan bir tas suyu görmemek
Yarasını yalayıp duran bir hayvandır gözüm ama uysal ve tembel
Bir insanlık uydurdun yuvarladın çamurlarda topak oldu da vazgeçmedin
Tanrı yaklaşınca yaratılan ve Tanrı’ya yaklaşınca var olan bendim
Bir ses devam ettiriyor beni, kendimi vuralı çok olmuş yere düşmeyi bekliyorum ben o sırada
Bir kılıç azarlıyor bizi, sen o ateş tarafından tekrarlanıyorsun
O ince parmaklı nehirlerden büyüğüz ve cesur
Gözüm bir hakikati demliyor ki kaplanlık yapsın sana
Geçimsiz bir kocakarı gibi şiirler adımı geri alıyor
Çelik kalıyor kaynaya kaynaya bitecek
Geri çekilmedi Tanrı ne de unutturdu belayı
Alev aldı da görmezden geldik çalıyı
Baykuş kondu omzumuza bu ne demekti cibrail
Göbekli enseli kitaplardan atlaslar kurdum
Hiçbir ülkesine gitmedim
Çağırdılar beni kimsesiz kötürüm sevgililer
Haftasonları tulum giyen çocuktur gözüm
Misket arakladığını sanır kendinden
Kanatlı kedilerden ürkerek koşar geceleyin bir saattir baktığı lambalardan kaçarak
Sürekli şeker ister canı ki koşar uzun dizelerden dizleri iltihap kaparak
Artık göçebe bir fare gibi mıymıy söylenmeden
Orada, karanlığın en güzel yerinde durmalıyız Tanrı’yla el ele
Çünkü karanlıkta önemli olur böyle şeyler
Gözümden bahsetmeliyim sana kanlı bir gömleği tutarak
—belki de mekân sahip çıkılmamış bir ülkenin uzunca kalesidir—
Üşenmemişimdir kerrat cetveline ve İsa kurşuna mı dizilmiştir
Sana bir göz ve bir bebek İsa bulmuşumdur
Zaten ikisi de aynı değil midir?
