Subscribe Now

* You will receive the latest news and updates on your favorite celebrities!

Trending News

Ruhsatsız

YÜZÜNÜ KALITSAL OLARAK PERMATİKLE | Süleyman Emre Bayrak
Şiir

YÜZÜNÜ KALITSAL OLARAK PERMATİKLE | Süleyman Emre Bayrak 

“bir tanrı varsa dışarısı yoktu”

Merdivenlerde yuvarlanma hakkını tanımadılar

Çığlığın kaldırıp getirmedi kimseleri madenlerden

Oysa kıyılara kurarlardı çizmeyi aşman için

Komşunun helva kavurduğu diyaframına istatistik derlerken

Gizlenirdi kadife kumaşların, dandik entarilerin

-Haberin yokken, haber yokken, fıstık atılırken helvaya-

İsa’nın saçları kepeklenene dek

Antik bir dilde antik dualar ederdin

Çünkü

Annen seni sıcak turşularla besledi

Masalarda ritimli sesler volta atarken bir daha tuzlandı turşular

İçerde sen, içerde annen, içerde posa ve İsa

Dışarıda baban, dışarıda kapital, parkelerde eşkıya

“Aft” demişti kurşuni enfeksiyonlardan korumak için seni annen

Fransızca kelimeler öğrenmeye çabalarken okşamıştı başını saçkıran

Kel yerlerinden doğrulmuştu çürüklerinin ve bitlerinin ve çelişkilerinin vatanı

Büyüdüğünde bir gün karşına uzun bacaklı masalar kuruldu

Bana da tekliflerde bulunuldu ama söylenilmesi gereken, özneyi susturdu

Ben küreselleşmeyeceğim, ben platin saçlı kızlarla çıkmayacağım

Pelüş kürklere şahlansın dudağım, İngilizce öğrenmeyeceğim sen de sakın globalleşme

Bana bak, gıdıkla semavi dinleri kal benimle

Turşularıma dokunma, soğutma onları

Ayaklarının üşüdüğü yerler gurbettir

Bana bak, benimle kal, onları tuzla

Ben buradayım, ben hurdayım susturmam gereken şeyler var beni koçakla!

Çünkü senin de bir yerlerinde aftlar belirecektir zamanla

Büyüt onları, onları doyur, susat onları, bariz yalanlar onlara

Sana da öyle yapmıştı o kadın saçlı bukle bukle Anglosaksonlar

Doğrul da karabiberin kokusunu öğret mitlere

Sakın ha unutma yediğin dayağı hıçkırmayı hatırlattığın için muhbirlere

Gerçi sen putlar yıkılırken de yanağını kaşıyordun

Bürokratlar restoranlarda gülüşürken de

Dişimdeki maydanoz kendini gösterirken

Ricattan sonra yırtık çarıklar vurulurken de

Gazi Paşa kırbacını şaklatırken, evinin halıları kirlenirken sen yanağını kaşıyordun

Dersleri dinlemedin ve rabbinin öğrettiği kelimeleri unuttun!

Peşindeyken ben kepeklerin, köpeklerin ve masaları sallandıranların

Çok antik bir dilde danteller işlendi

Hâlbuki ne maden ne madenci yerinden edildi

Hem daha bilmezken sen gezegeni

Hastalık isimleri sayıyordum otuzüçlük tespihlerde

Ve yine de ahşap kapitalli kabadayıları

Seyrek otobüslerle eve gitmekte olmayı

Ücra yerlerde oturmayı genetik meselelerden bildin

Canın bir şey çekerken kardeşinin arızalanmasını çok tanrılı dinlerden

Sanayi devrimine yanağını kaşıyıp

-Sovyetler de iyi ki dağıldı

Sen boş ver, sen globalleşme istemezler zaten beni

Sen küreselleşince bir gevşeyeceksin annen ağlayacak

Yugoslavya’nın yıkıldığına ikna etmeye çalışacaksın

ATM’den yalnız para çekebileceksin memleketinden utanacaksın

Hiçbir şey değiştirmeyecek diyetin

Enfeksiyonu kapitalden

Uyuzu pelüş kürklerden kapacaksın!

Related posts

Bir yanıt yazın

Required fields are marked *