Bir anahtar düşüyor cebimden
—ev kılığına bürünmüş, Beyoğlu’nda.
Merdivenleri,
çocukluğumdan düşen tırnak parçalarıyla örülmüş.
Tavanı, gökyüzüne değil
bir ihmalin kabuğuna açılan.
Her odasında başka bir rüzgâr oturuyor,
pervazlarda eski plakların yorgun soluğu,
mutfakta çatlak tabakların beklediği
kırık harfler pişiyor.
“Babam bana şiir aldı” diyorum
çünkü hiçbir ev bu kadar duyguyu sığdıramaz.
Karşı apartman:
Zamanı yanaklarında çatlatan bir taş bina.
Ve sen —orada—
camın ardında duran Havz-ı Kevser’den düşmüş iki damla.
Related posts
NAAT MADRİGAL | Kadir Daniş
2 dk okunma
ÇAY ÇÖPÜ, SAPLI İZMARİT | Arif Kıraç
2 dk okunma
DUVARA ASILI MAVZER | Arif Kıraç
1 dk okunma
KARGASIZ TULUMBA | Yiğit Ergün
2 dk okunma