önce delindi atmosfer, tek tabakta doydu herkes
bir lokmadan bir şey, bir lokmandan çoğu şey
anlamaları için birden bir ağızdan sevilmeyi
var mıydı gereği bu kadar zaman geçmesine rağmen
oysa hepsinde birbirinin fakiri olma korkusu
burunlarının duvardan çok yerlere sürtmesi
bundandı, başıboştu bu yeltenmelerin
veresiyelerin, van çöreklerinin, sonra gelir verirsinlerin
hayır, doğmuş olmak dünyada olmak değil de nedir
bu evler ki hesapları her çarşıya uyan
ne de olsa ölülere her gün pazar
dönünce dolmuşlarda kumar oynayacak bir sürü insan
göz kırpıp göz kapatıncaya kadar
herkesi takma kirpiklere inandırdılar
ağlama,
ağlamayı yasakladılar
ben buralardaydım, kimselerin yokluğundan faydalandım
bakışlarınız pansiyondu, romaydı, binalar diktiler
gözünüze bile isteye odalar verdiler, aracı olduk hepimiz
şimdi bu kaçıncı kuşatma haramilerin yaptığı
haramiler yani haram yiyenler desem
benim pencerem iyi, yüzüm çirkin
belimle gülüyorum o yüzden arkalardan duyulan seslere
olur da para verilecek olursa görmeye
ağlama,
ağlamayı yasakladı
lar
aşili tanıyan, dervişlerdir dese zaman
develere yuh diyemeden, kervana katılmadan
bir şeyleri saklayarak geldik bu saate kadar
olacak akşam, herkes dönecek evlerine
nevaleler, vapur beyazı, tuz ve safra
herkeste eve yetişme korkusu, yıkılacak birazdan
bir turnusol ki hiç renk vermiyor
arkalardan konuşmalar, tutamadıkları boş boğaz
hoş ne söylesek kalacak geride
çünkü ben böyle büyümeyi biliyorum daha önceden de
sadece akşam olunca dönülen evlere
göz açıp göz kapatıncaya kadar
ağlama,
ağlamayı yasakladı
lar