Kuzey Buz Dağı yıkıldığında
alev almıştı denizanalarıyla Akdeniz sahili
Kristal dokungaçlarıyla
dehşete düşürmüşler tatilcileri
Tekinsiz,
yutuverdi
çeken akıntı:
Birkaç çocuk,
Çocukların peşinde
birkaç kahraman.
Bir tarlaya kurulmuş bulduk yeni evimizi
Yerleştik, yerlilerden bihaber –
Eksilmiyor konuklarım evde:
Çığlık çığlığa kaçan örümcekler
İncinen kanatlarını özenle kırpıştıran
hamam böcekleri
Sinsi küpdüşenler,
kim bilir hangi hileyi
yazıyor düşüncede
Kıpırtısız,
günü pencereme yapıştırıyor
peygamberdevesi
Kör boncuklu güveler;
Gece lambama meyleder
tozlu küçük füzeler
Çırpıp durur ellerini
Sabaha kalmaz ölürler
pervazlara sığınan
kara kutsal böcekler
Şeker tanesinin peşinde,
ip cambazı sürüler –
çalışkan ve
direnen hep birlikte.
Savaşıyoruz
Yaşamla ölüm arasında
Hayat kurtaran devasa ellerden
bir katile evrilen,
ödü kopmuş Delice –
kök salıyor tepeye.
Onlar beni evlerinden
ben onları evimden
Bir koca evin üstünde
ahenkle var olup dönüşmeyi
bir türlü öğrenemeden.
