Bir gelin ağlıyordu pencerede
Üç yüz altmış beş sabahın
Bohçasını çıkarırken gece
İhbar edilmesin diye bakışları
Fer sürdü göz kapaklarına
Daha küçüktü yazgısı, küçücüktü
Hayasızca atılmışken hayata
Cehennemdi evlat edinen onu
Çıktığı merdivenin basamakları çürüktü
Ve sonra
Duvağından atladı gelin
Saç tellerinde habersiz güvercinler
Kimsenin umurunda olmayan dört yılı
Toplayıp gittiler
Related posts
KANAT AÇIKLIĞI | M. Burak Çelik
1 dk okunma
KENAN İLİ | Hüseyin Yavuz
1 dk okunma
METHLAB | Kadir Tepe
2 dk okunma
TANRI’NIN YEDİNCİ GÜNÜ | Elif Mert
1 dk okunma
aux cerfs | Burak Akgedik
1 dk okunma
FAZLA GELEN EBATA YAZIK NİYETİNE | İmran Sadai
1 dk okunma
Son Eklenenler
TÜRKÇEDEN HEGEMONYAYA | Semih Samyürek
XVI. Göçen Kervanın Ardından Dil insan, lisan iktidar, lugat hegemonyadır. Türkçeyi iyi bilmek, doğru...