Bir gelin ağlıyordu pencerede
Üç yüz altmış beş sabahın
Bohçasını çıkarırken gece
İhbar edilmesin diye bakışları
Fer sürdü göz kapaklarına
Daha küçüktü yazgısı, küçücüktü
Hayasızca atılmışken hayata
Cehennemdi evlat edinen onu
Çıktığı merdivenin basamakları çürüktü
Ve sonra
Duvağından atladı gelin
Saç tellerinde habersiz güvercinler
Kimsenin umurunda olmayan dört yılı
Toplayıp gittiler
Related posts
NAAT MADRİGAL | Kadir Daniş
2 dk okunma
SANA VARINCAYA KADER | Sami Uluğ
2 dk okunma
LORİ LORİ ÇOCUĞUMA | Şevval Yılmaz
1 dk okunma
TAT | Fatih Bozdemir
1 dk okunma
Son Eklenenler
BURAYA KADAR HER ŞEY HİKÂYE: HASAN HARMANCI İLE “BEN, FAHRİYE VE TÜRKİYE”
Fabrik Kitap ve Ruhsatsız Dergi’nin düzenlediği buluşmada Hasan Harmancı, Ben, Fahriye ve Türkiye romanının omurgasını, karakterlerin taşıdığı anlamları ve...