Subscribe Now

* You will receive the latest news and updates on your favorite celebrities!

Trending News

Ruhsatsız

YENİ BİR KUMAŞ | Fabrik Kitap
Haber-Duyuru

YENİ BİR KUMAŞ | Fabrik Kitap 

Her şey “Yeni Bir Kumaş” diyerek başladı.

Bu bir motto değil, bir karar anıydı. Konfor alanından çıkıp bilinmeyene dokunma iradesi. Bir logo tasarlamakla ilgilenmiyorduk; en baştan bir anlam inşa etmeye niyet ettik. Mevcut tanımların dışında durmayı seçtik. Çünkü biz ne olduğumuzu değil, ne olmak istemediğimizi daha iyi biliyorduk.

Bir yayınevi kurmak gibi değildi bu yolculuk. Bu, bir metin örgüsü kurma cesaretiydi. Biçimi, yapıyı, dağıtımı, iletişimi baştan tartıştık. Geleneksel akışların dışına çıkmayı göze aldık. Yazara sadece dosyasından ibaret bakmadık. Dosyayı belge değil, bağ olarak gördük. Her kelimeyi kıymetli kılan şeyin, nasıl yazıldığından çok, nereden geldiği olduğuna inandık.

Yeni logomuz, bu sürecin yalnızca sonucu değil, devamı. Simgesel bir yenilikten çok daha fazlası: Belleğin dışavurumu. Her çizgisi üzerinde saatler geçirilmiş, terle, fikirle, tartışmayla yoğrulmuş bir iz. Logoya değil, düşünme biçimimize baktık. Kendimizi tanıtırken değil, tanımlarken neyi dışarıda bıraktığımıza odaklandık.

Yola çıktığımızda elimizde sadece cesaret ve kalem vardı. Şimdi yeni bir dönemin eşiğindeyiz. Ama bu bir başlangıç değil. Bu, yürürken değişen bir yönün; dönüp baktığında bile kendini tanıyabileceğin bir yola evrilişi. Yeni logomuzla birlikte sadece görünüşümüz değil, anlatımız da dönüşüyor. Bu yalnızca estetik değil; zihinsel bir güncelleme.

Yeni bir kumaş dokuyoruz. Cümle cümle, katman katman. Her satırda yeni bir kesik, her sayfada yeni bir iz taşıyoruz. Bu kumaş kolay okunmaz, hemen anlaşılmaz. Yavaş açılır, sabır ister. Çünkü bu kumaşta sadece harfler değil, hafıza da var.

Üç yıla yaklaşan bir yürüyüşün sonunda geride 60 kitaplık bir iz bıraktık. Ama biz hiçbir zaman “kitap bastık” demedik. Her kitap bizim için bir sonuç değil, bir başlangıçtı. Her yazar metne bir ihtilal gibi girdi. Her cümle, dilin sınırında büyüyen bir ot gibi; biçimsiz ama dirençliydi.

Yazarlara belge değil, alan sunduk. Okurlarla satış değil, ilişki kurduk. Editörlerimizle süreci hızlandırmadık; yavaşladık, inceledik, yeniden düşündük. Grafikerlerle estetik değil, ifade kurduk. Okuma gruplarımızla anlamı tartıştık, alışkanlıkları yıktık. Çünkü biz yeniyi inşa etmek için önce bildiklerimizi unutmayı göze aldık.

Bu yol, bir fikre değil; bir sezgiye tutunanların yolu. Sistem dışına düşen, kenarda kalan, sabitlenemeyen tüm metinlerin ortak yürüyüşü.

Yeni logomuz yalnızca bir görsel değil. Bir hatırlama biçimi. Üzerinde çalışılmış, tartışılmış, silinmiş, yeniden yapılmış bir iz. İzleyen değil, içine çeken bir simge. Çünkü biz marka olmak istemiyoruz. Kalıcı bir ses, yaşayan bir hafıza olmak istiyoruz.

Büyüyoruz. Ama bunu sayı grafikleriyle anlatamayız. Çünkü bizde büyüme, ne kadar satıldığımızla değil; ne kadar yer ettiğimizle ölçülür. Büyüyoruz çünkü dikiş izimiz var. Çünkü biz metni düzeltmiyoruz; onunla birlikte yaşıyoruz.

Artık bu kumaşı giymek değil; sökmek, yeniden dokumak zamanı. Yeni bir döneme değil, yeni bir kırılmanın eşiğindeyiz. Zihin dediğimiz şey de budur: Kapatmak için değil, açığa çıkarmak; oyalanmak için değil, iz bırakmak için vardır.

Takipte kalın. Çünkü bu hikâye burada bitmez. Bu kumaş sadece giyilmez; taşınır, savunulur, dönüştürülür. Çünkü bizim için yayımlamak, var olmakla ilgili bir mesele. Ve bu metin henüz tamamlanmadı.

 

Related posts

Bir yanıt yazın

Required fields are marked *