Sanki siyah bir tül altına gizlenmiş
Ekranın ardına bakan, uçamayan
Uçmak da istemeyen
Bir Meryem, kaç gövdesi var, sayamaz
Aklıyla, alnıyla, göğsünden çıkan kaç kahırla
Meryem kaçına cevap bulur sayamadan
Hep sorar, bir hayata kaç Meryem sığar?
Meryem’dir, ağrıyı ortasından keser, vakti yoktur tümlemeye
Büyütüp sancılı bir vazoda dakikalarca seyretmeyi
Tam arasından geçen zamanda hızla ve Meryemce
Meryem’ler hep iki kişilik yaşar, bunu zamanla
Daralan dakikalarca içinden sökerek
Karıncalanmış toprakta çıkan avuç içleri
Küçük elleri zımparalar bir de yanaklarını
En uç noktasından al pembe oluncaya kadar
Kimse dokunmaz
Meryem susunca çocuk, çocuk susunca Meryem
Her ikisi de aynı yöne bakar durur
Gövdesinden çıkan ağaç kundakta ağlayınca
Meryem dayanamaz sese, kabuğundan sıyrılır
Kayıt altına alınmış ses yabancıdır,
Meryem hep diğerini arar o seste, yalnızlığını.
Bulamadığı bir nefesle yoğrulur Meryem
Yorulur yine, bakmaz geçmişe; geçmişin sesi muğlak
Meryem tazelenmiş çiçeği kusar geçmişine
Akıtılmış mercan özleri, dahası yosun tutmuş yeşil
Halının ucundan sarkan püskül tesellisi
Her tırabzandan ayrı bir müzik sesi gelir
Bir kontrastla birbirine geçer zaman, musiki
Ve bilinmeyen sesin içine kattığı nur
Meryem tahtları devir, dağları, sesleri
Üzerine yapışmış bu kirli deriyi söküp at
Ağız dolusu bir şiir bastır, olmaz diyen dillere
Tümceler, hayatlar, kırılan damarlar, ses telleri
Kim umursuyor kırılanları Meryem ki göğsünde yas
Meryem’in iki çocuğu biri neşeli, diğeri kederli
Kaygılar çoğalınca Meryem, Meryem çoğalınca kaygılar
Dağları biriktir göz önünde, ardında
Meryem bu, hep iki kişilik yaşar hayatı
İkindiüstleri eve gidince yorgun
Çocuk susunca tedirgin
Nereden gelir, nereye gider bilen var mı?
Bunca doyumsuzluğu bastıran bu salyangoz
Hayır hayır mezarlıklarla dolu
Burası değil iki gözümle gördüm kaçtığını
Meryem değil, Meryem kaçamaz ki
Meryem girift bir tülün ardında, bakışlar ve dahası odalar arasında uzay geçişleri. Şimdi başına bir tabela asıp, bağırır dünyanın geride kalan çocuklarına. Büyüklere değil, Meryem büyümedi ki çocuklar raks eder etrafında. Metafor yağmurları, gezegenler, en çok bu gezegende ağlarmış çocuklar.
Meryem değil, Meryem hiç çocuk olamaz ki!